25 Aralık 2009 Cuma

1. Yıl!

ah, nasıl unuttum bunu kutlamayı ben?!
Sevgili blogum, Kasım ayı itibariyle birinci yaşını bitirdi... tam bir yıldır içimi döktüğüm, sizlerle yüreğimdekileri paylaştığım sevgili blogum! uzun ömürler diliyorum sana... :)

*

Dün de benim doğum günümdü! 'Yetişkin' olmaktan korkarken, adım adım büyümek epey can sıkıcı. Aman, nelere alışmıyoruz ki? kaybedilen dostlara, sevgililere alıştık biz; büyümeye de elbet alışırız diye düşünüyorum. Güzel bir doğum günüydü, Kadıköy'ü altüst ettim yine.. ama asıl hediyemi bir önceki gün, 23 Aralık'ta aldım. sabah evden çıkarken bir Kuzgun gördüm tam da kapının önünde. çok sık rastlayamıyorum ne yazık ki... içime dolan mutluluğun tarifi yok, biliyordum güzel bir gün olacağını! Günler öncesinden maNga'mın okulumuza söyleşiye geleceğini biliyordum, ne yazık ki o saatte dersim olacağından gidemeyecektim! ama ne oldu bilin bakalım :) Kuzgun'un uğuru ile ders iptal oldu ve ben maNga söyleşisindeydim. maNga ve Rock'n Dark yarışmasının jürisinde yer alan isimler misafirimizdi. ne yazık ki, alakasız insanlar alakasız sorularla saçmalayarak canlarını sıktı onların. ama görmek, gülüşlerini duymak gerçekten iyi geldi bana! Kuzgun'un şansı bitmedi, doğum günümdeki dersler de iptal oldu ve ben de böylece Kadıköy'de saatlerce yürüyebilme, Moda'da denize karşı sakinleşebilme fırsatı yakaladım... :))

*

Dişçiye gittim bugün!
Tanrım! Dolgu yaptırmak bir çeşit işkence biçimidir. bunu bilir, bunu söylerim!
üstelik iki tane daha yapılacak. sanırım bu kadar güzel şeyin cezası bu...

*

ben bunları yazarken Umut Kaya-Mor Yazma çalıp durdu arkada... :) bu şarkıyı sevme nedenim Mor rengi sevmem galiba... üstelik şarkıya o kaybettiğim iki dosttan birinin Facebook profilinde rastlamama rağmen dinliyorum hala...

25 aralık/saat 22'de gelen düzeltme: ben bu satırları yazdıktan sonra tekrar dinlemek için profili aradımmm ve fakat bulamadım. yani silinmişim. ohannes diyerek, yazıklar olsun diye sesleniyorum burdan kendisine!!!

13 mart 2010'da gelen düzenleme.. o silmemi, sevgilisi silmiş. daha bi ohannes diyorum artık.

*

Durup dururken bir insan en iyi dostunu nasıl kaybedebilir yahu? birkaç saat haber alamayınca merak ettiğim insanla haftalardır görüşmüyorum. canım acıyor. işin daha acısı da buna alışmak zorunda olduğumu bilmem. böyle büyümek zor işte. çok zor.

*

Yazamama sendromum, saçmalama sendromuna dönüşmeden... susayım ben.

2 yorum:

Çakıl Eda Koç dedi ki...

hepsi kutlu olsun olsun o zaman, bir sürü yıllara

birdamlaumut dedi ki...

Çakıııll.. :))
çok teşekkür ederim! :)