7 Kasım 2009 Cumartesi

bir mutluluk, bir hüzün



'yapılmış en aptalca dalgınlık' listesi hazırlansa, bir numaradan girerim. şu anda o kadar sinirliyim kendime! anca yazarak dökerdim , yazıyorum ben de.

TÜYAP'a gittim bugün. İpek Ongun için iki saat sırada bekledim. ve onunla muhteşem bir sohbet fırsatı yakaladım. 2000 basımı ilk kitap "Bir Genç Kızın Gizli Defteri", 2009 basımı son kitap "Günler Akıp Giderken" !! imzaladı ikisini de İpek ablam. imzalarken duygulandı. taa Altın kitaplardayken basılan ilk kitap ve şimdi Epsilondan çıkan son kitap. kendimi kitapların kahramanı sevgili Serra ile nasıl özdeşleştirdiğimi anlattım; telleri, gözlükleri, kiloları. gerçi ben hala zayıflayamadım onun kadar dedim, güldü çok güzelsin sen dedi... birlikte büyüdünüz dedi. edebiyat konuştuk, 9 yıl öncesini konuştuk. o çok mutlu oldu, ben de öyle. duygulandığını söyledi defalarca... defalarca! ondan çok şey öğrendiğimi anlattım. sende cevher olmasa böyle faydalı olmazdı dedi, gurur duydum seninle dedi... öyle uzun, öyle güzel bir sohbetti ki.
o sırada benden sonraki küçük arkadaşım onlarca fotoğraf çekmişti benim ricamla. her açıdan, her yönden. onlaaarca. ve hepsi.. SİLİNDİ! benim hatam. eksik gözüküyordu. hata veriyordu bilgisayara bağladığımda. hafıza kartını çıkarıp taktım! ve puf! hiçbir şey yok. İpek Ongun yok. Cevat Çapan yok. Uykusuz logosu önündeki kocaman güzel fotom yok. Serdar arkadaş ile paylaşılan anların fotoğrafları yok. hiçbir şey yok. son iki haftada yaşadığım hiçbir şey yok!

Allahım, delireceğim ya. günün tüm anıları, yakalanmış anları silindi! nefret ediyorum! ben 9 yıldır bu sohbeti bekliyordum!!! geriye sadece güzel kitabımdaki imza kaldı... :/

0 yorum: